Nevruz, Barış Ve Bahar…

Ne güzel üçlü! Ne güzel cümleler! “Nevruz, Barış ve Bahar!” Nevruz, yeni gün anlamına gelir. Bahara adım atmanın, doğanın canlanmasının, her tarafta canlanmanın başlamasının adı! Nevruzla, barış, içiiçedir. Kışın; donan, kuruyan, ölen tabiatın, karanlıklara bürünen doğanın yepyeni bir günle, dinamizmle, coşan bir güçle üstündeki meskeneti atması, adeta küskün olan tabiatın barışmasıdır! Nevruzla birlikte; halaylar çekiliyor, oyunlar oynanıyor, kurtlar, kuşlar, çiçekler, böcekler ayağa kalkıyor, canlanıyor, tabiat gülüyor! Bu, bir barış değil mi? Barış; yüzlerin gülmesi, huzurun gelmesi, el ele tutuşma anlamı taşımaz mı?
Evet bugün 21 Mart; Nevruz! Herkesin, her insanın neşe dolduğu, kardeşlik türkülerinin söylendiği zaman dilimi! Kanların kaynadığı, heyecanların doruğa çıktığı, sevgilerin zirve yaptığı mutlu anlardır!


Cemrelerin düşmesi, bahara “merhaba” demektir. Baharın gelmesiyle;
Su; “ben sizin için akacağım, size hayat sunacağım, doğaya can vereceğim” diye akmaya başlar!
Güneş; “bugünden itibaren sizin üzerinize daha çok sıcaklık göndereceğim, meyvelerinizin, sebzelerinizin yetişmesi ve olgunlaşması için siz karşı olan görevlerimi yerine getireceğim…”


Toprak; “hayatınızı devam ettirmek, yiyeceklerinizi rahat şekilde elde etmek, her türlü minerallerinizi benden temin etmek için görevdeyim” demektedir. Hepsi el birliği etmiş, anlaşmışlar gibi insana hizmet için seferber olurlar!
Her şey birlikte olunca güzellikler meydana gelir. Toprağı, güneşten, doğayı sudan, suyu bitkiden, meyveyi canlılardan ayrı düşünemeyiz. Biri olmazsa diğeri olmaz.  Yani olmazsa olmaz üçlüsü!
Bunlar birlikte hareket ediyor da insan neden etmesin? Bunların görevi insana hizmet de, neden insanın görevi toplumsal birlikteliği sağlamak olmasın. Neden; barışı, kardeşliği, sevgiyi, dostluğu, samimiyeti, güler yüzü, aşkı… birbirimizden esirgeyelim?
Düşmanı alt etmek için mutlaka milletçe; yan yana, el ele, gönül birliği içinde hareket etmenin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu bilerek davranmak zorunluluğu vardır. Adeta baharda açan rengarenk çiçekler gibi! Nevruzda atılan zılgıtlar, söylenen türküler, terennüm edilen şarkılar, çalınan tulumlar, öttürülen kavallar, üflenen neyler, vurulan davullar gibi…    


Pir Sultan Abdal’ın Nevruziyesi:
“Sultan Nevruz günü canlar uyanır
Hal ehli olanlar nura boyanır
Muhib olan bu gün ceme dolanır
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın
Âşık olan canlar bu gün gelürler
Sultan Nevruz günü birlik olurlar
Hallâk-ı cihandan ziya olurlar
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın”


Yazarın Diğer Yazıları