Ömür Dediğin

Ömür bir masal gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar güzel yaşandığı önemlidir! Rızkına haram katma! Namazını aksatma! Tövbe etmeden yatma! Ölüm var, unutma! Ölüm, ansızın gelir!
Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun! (N.F.K.)

Kabrim beni beklerken, dünyalık hevesteyim.
Uyandır artık ya Rab! Belki son nefesteyim!

“Sana ölüm gelinceye kadar “Rabbi”ne kulluk et.” (Hicr/99)
Ölüm; son nokta değil, üç noktadır!
“Tövbesiz ölüm, baştanbaşa can çekişmedir. Hazır olan, kaçınılmayan ölüm, Allah’tan gafil olmaktır.”
“Mum gibi daima gözyaşı dökersen, onun gibi, evi aydınlatmış olursun”

Ben lal olmuş bülbülüm,
Sen deli gülsün bağımda;
Toprak gibi, yaprak gibi,
Candan özge can gibi!

“Ümitsizlik diyarına gitme, ne ümitler var; karanlığa doğru gitme, ne güneşler var!”
Her doğan, ölüme adaydır. Ölümün; yaşı, cinsiyeti, rengi, ırkı, dini, inancı, dili…yoktur!
“Ömür defterini kararttınsa, önce yaptıklarına tövbe et!”
“Ne mutlu o kişiye ki, ölmeden önce ölür; yani bu bağın, bu üzümün aslından bir koku elde eder!”
“Ölüm gününde ulu bir bey olmak için, ecel vaktine kadar iyi tohumlar ekmek gerek.”

“Kün, feyekün” “OL” der. Hemen oluverir!
“OL” de olalım Rabbim!
“kul” olalım…
“Kül” olalım…
“Gül” olalım!

Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber!
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
(N. F. K)

Bir avuç toprak,
Biraz da suyum ben…
Neyimle övüneyim?
İşte buyum ben!  (Yunus Emre)  
 


Yazarın Diğer Yazıları