BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Zor bir coğrafyanın bin yıllık sahibiyiz. Sorumluluğumuz büyük. Tüm dünyanın gözü bu topraklarda… Bu topraklara sahip olanın, Dünya'da söz sahibi olacağını herkes biliyor.
Bir gazeteci olarak bazen yoğun ve ateşli gündemin sıcağında bunalmıyor değilim. O zamanlarda, keşke millet olarak Kuzey Avrupa veya benzeri sakin bir coğrafyada yaşasaydık diye düşünüyorum. Rahat ama iddiasız.
Bu coğrafyaya sahip olanın mutlaka iddiası olmalı. Hedefi olmalı. Tıpkı Selçuklu ve Osmanlı ecdadımız gibi. Onların "ilayı kelimetullah” gibi bir iddiası olmasaydı, ayakta durabilirler miydi?
Anadolu topraklarında eğer bir iddianız yoksa başınıza gelecek iki şey var. Birincisi sahip olduğunuz toprakları kaybetmeme korkusu. İkincisi zamanla bu topraklardan silinip gitme hakikati.
Birinci cihan harbinden sonra, onlarca yıl her yönü ile enkaza dönmüş küçük bir kara parçasına sıkışıp kalmanın ezikliğini yaşadık. Cihana sığmayan bir idealin mirasçıları için bu adeta ölüm demekti. Ama yapacak bir şey yoktu. Mağlup olmuştuk. Yenilmişlik psikolojisini bir an önce üzerimizden atmamız gerekiyordu, ama başaramadık.
Aynı savaşta bizimle birlikte yenilen Almanya, fazla değil 20 yıl gibi kısa bir süre içerisinde toparlanıp yeniden süper güç durumuna gelirken, biz yerimizde saydık. İkinci dünya savaşını topraklarımıza teğet geçirdik ama istenilen çıkışı ondan sonra da yapamadık.
Çünkü, iddiamızı kaybetmiştik ve bizi yeniden ateşleyecek liderlerimiz hiç olmadı. Hep zevahiri kurtarmaya çalıştılar.
Yüz yıl sonra ilk defa, milletin bağrında çıkan, milletle barışık ve milleti için yaşayan bir lidere sahip olduk. Her şey bir anda değişti. Türkiye'ye 15 yılda 3 Türkiye eklendi. İşte tahammül edemedikleri konu bu.
Körfez'de kıvılcımı tutuşturulan ateşi söndürmeye giderken hep onu düşündüm. Giderken gündem Körfez krizi, gelirken Filistin. Hangi bir yere yetişsin? Ama durmuyor, koşuyor ve yetişiyor.
Az önce Grup toplantısında onun tüm ümmeti kucaklayan konuşmasını dinlerken dudaklarımda gayri ihtiyari "rabbim sana güç kuvvet versin” duası dökülüverdi.
Şükür ki artık bir iddiamız var.
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
Aynı Depremi Bin Kere Yaşamak
CHP entübe aşamasında…
Konya’ya sağlıkta sessiz bir devrim
Biri cumhurbaşkanına söylesin, Konya’yı kaybediyoruz
Ya büyük bir kaos ya büyük bir savaş
CHP gerçek boykota hazır mı?
Ya Özgür Özel’in aklı başında değil, ya da….
Ak Parti Konya’da yeni dönemin şifreleri
İsimler değişiyor ama zulüm aynı zulüm