ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -1-
BİR ÖZÜR
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…
Gerçek Olan Kazanır
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
İki yüzlülüğün nirvanası
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
Her Galibiyet Değerlidir
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
BAĞIŞIKLIĞINIZI BESİNLERLE GÜÇLENDİRİN
Kaybedilen İki Puan
İnce Minaremizi İsteriz
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
Alfa Romeo Junior
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Dünya'da dengeler, Osmanlı Devleti'nin zayıflamasıyla bozuldu. Var olma mücadelesi veren oluşumlarla, "yeni süper güç ben olayım” sevdasındaki tüm devletler pastadan pay alma mücadelesine giriştiler.
O pay için herkes Osmanlı'ya saldırdı. Osmanlı bir taraftan yedi düvel ile savaşırken diğer taraftan o yedi düvelin cesaretlendirdiği kendi bünyesindeki oluşumlarla uğraştı. İçeride de hainler boş durmadı. Osmanlı yedi düvel ile birlikte yetmiş bela ile uğraştı.
Birinci Cihan Harbi hem Osmanlı'yı parçalama hem de dünyayı paylaşma savaşı oldu. Dünya devleti olma yarışını İngiltere kazandı ancak bu üstünlük fazla sürmedi. Savaşın rövanşı olarak da değerlendirilebilecek İkinci Cihan Harbi'nde İngiltere ancak Amerika'nın yardımıyla galip gelebildi. İki cihan harbi sonunda zayıf düşen Avrupa, üstünlüğü Atlantik ötesine bırakmak zorunda kaldı.
20. yüzyılın tam da ortasında başlayan ABD hegemonyası halen devam ediyor. Bir süreliğine SSCB bu hegemonyaya kısmen ortak olduysa da, 1990'dan itibaren ABD dünyanın tek süper gücü oldu. 600 yüz yıllık Osmanlı hâkimiyetinden sonra dünyanın direksiyonuna ABD geçti.
Dünya'ya yüzyıllar boyu hükmeden Osmanlı başarısının büyük bölümünü adil yönetim sistemine borçlu. Osmanlı ırkına, rengine, dinine, mezhebine bakmadan- ayrım yapmadan dünyayı yönetmeye çalıştı. Tüm renkler, tüm diller o büyük medeniyette özgürce yaşama şansı buldu.
Şimdi başta Osmanlı tebası olan topluluklar olmak üzere tüm dünya milletleri o adaleti arıyor. Amerika Birleşik Devletleri dünyayı adalet öncelikli değil, menfaat öncelikli yönetmeye çalışıyor. Menfaatlerini korumada ise her türlü ırkçılığı silah olarak kullanıyor. Kimi bölgelerde dil ırkçılığını, kimi bölgelerde din ırkçılığını, kimi bölgelerde mezhep ırkçılığını körüklüyor. Daha yetmedi, aşiret, boy ve aile ırkçılığına başvuruyor. Başta PKK-PYD olmak üzere dünyadaki tüm terör örgütleri, Amerika Derin İstihbaratının maşası durumunda. Başta Yemen ve Suriye'de olmak üzere devam eden savaşlara, vekâlet savaşları denmesinin sebebi de bu… Her terör örgütünün beslendiği derin bir güç, derin bir devlet var.
Gözünü "menfaatin” kör ettiği Amerika, Allah'ın uygun görmediği bir yöntemle varlığını sürdürürken, dünyanın kan gölüne dönmesinden zerre miktarda ıstırap duymuyor. Şimdiye kadar tüm zulmünü İslam topraklarında uygulayan ve bu yöntemle de yolunu bulan ABD, buradaki kaynaklardan tam beslenemediğinden dolayı sağa sola çarpmaya başladı. Gâh Çin'e, gâh Rusya'ya, gâh İran'a, gâh Türkiye'ye çarpan Amerika, rotasını iyice kaybetmiş olmalı ki son aylarda medeniyet partneri Avrupa'ya da parmak sallamaya başladı.
İşin özeti, iki cihan harbinden sonra oluşan adaletsiz ve merhametsiz yapı yolun sonuna geldiğinin farkında. "Avrupa kendi ordusunu kurmalı” diyen Fransa lideri Macron'a, sarı yelekliler kılıfı ile ders vermeye çalışan ABD'nin, yakın dönemde benzer uygulamalarla dünyanın diğer bölgelerine de sarkacağından emin olabilirsiniz. Oluşan Sarı Fırtına'dan bir çok devlet savrulacak gibi.
Eeeee, ne diyelim. Bizden uzak olsunlar. Birbirlerinden bulsunlar. Şüphesiz ki Allah intikam sahibidir.
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim
Ekrem Coşkun’u klonlayalım