DOLAR
42,90
EURO
50,35
STERLİN
57,99
GRAM
6.275,38
ÇEYREK
10.309,43
YARIM ALTIN
20.519,12
CUMHURİYET ALTINI
40.908,74

Şivlilik bir dünya markası haline getirilebilir. 

İlkokul üçüncü sınıfa giden oğlum Ömer, o gece ne kendi uyuyabildi ne de bizi uyuttu.
Günler öncesinden başladı heyecan. Geri sayım gibi…

İşin ilginci şu: Hafta içinde aldığımız hediyelere çoğu zaman burun kıvıran bir çocukken, şivliliği bu denli iştahla beklemesi bize şunu açıkça gösterdi:
Mesele hediye değil. Mesele anlam.

Biz büyükler belki tam idrak edemiyoruz ama şivlilik, çocukların dünyasında sıradan bir gün değil. O gün; çocuk için bir sabah değil, bir bayram sabahı.
Çünkü şivlilik, satın alınan değil; beklenen, paylaşılan, kapı kapı yaşanan bir sevinç. 

Yüzyıllardır Konya'da, daha çok da şehir merkezinde yaşatılan bu gelenek; bugün tam anlamıyla bir şenlik, bir festival havasına bürünmüş durumda. Medya sayesinde artık sadece Konya'nın değil, dünyanın da haberi oluyor. Dışarıdan bakanlar için tuhaf görünebilir.
Ama bilen bilir: Şivlilik, bu şehrin hafızasıdır. Her Konyalının şivlilik ile ilgili anlatacağı bir anısı mutlaka vardır. 

Şunu da dürüstçe söylemek zorundayız:
Şivliliğin tam olarak ne zaman başladığına ve nasıl bugünkü hâline geldiğine dair elimizde net, akademik bilgiler yok. Bu, Konya adına bir eksiklik. 
Konyalı araştırmacılara, tarihçilere, kültür insanlarına bu konuda görev düşüyor. 

O sabah…
Oğlum okula gitmediği hâlde her zamanki saatinde uyandı. Güneşin doğmasına daha vakit varken beklemeye başladı. Saat 07.05… Sabah namazını yeni kılmıştım ki kapı çalındı.

Konya'da bu sahne kimseyi şaşırtmaz.
Büyükler bilir. Anlar. Sahip çıkar.
Çocuklar maniler okur, kapılar çalınır, hediyeler dağıtılır. O saatte uykusundan feragat eden büyükler, aslında bir geleneğin nöbetini tutar. Burada bir tehlikeye dikkat çekmekte fayda var. Gecesinde yakılan ateşler… İki çocuk üzerinde atlarken çarpışıp ateşe düştü. Allah'tan ucuz atlattılar. Bu ateş konusunu kutlama literatüründen çıkarmak gerekir. 

Belediyelerin bu geleneğe sahip çıkması da işin en kıymetli tarafı. Her belediye kendi imkânınca bu sevinci büyütüyor. Selçuklu Belediyesi ise son yıllarda meseleyi daha sistemli ve daha uzun soluklu ele alıyor. Selçuklu Kültür Merkezi'nde günler süren etkinlikler, çocuklara özel alanlar, hediyeler, bilgilendirici materyaller… 
Bu yaklaşım alkışı hak ediyor.

Buradan belediyelere açık bir teklifim var:
Bu geleneği önce Konya'nın ilçelerine yayalım. Ardından Türkiye geneline taşıyalım. Her yıl bir ili pilot il seçip o ilde etkinlik yapalım. 
Hatta daha da ilerilere taşıyalım. Gönül coğrafyamıza, islam beldelerine ve belki dünyanın her köşesine… Dünya çocuklarının buna hakkı var.

Çünkü şivlilik;
kendi inancımıza,
kendi kültürümüze,
kendi çocuk anlayışımıza dayanır.

Biz aslında üç ayların gelişini, Regaip Kandili'ni, maneviyatı; çocuğun diliyle, çocuğun neşesiyle karşılıyoruz.

Bugün dünyanın neredeyse her noktasında savaş var. Kan var. Gözyaşı var.
Böyle bir zamanda, gözleri masum çocuklara çevirmek;
bir sabahı onların neşesiyle başlatmak;
kapı kapı dolaşan bir sevinci dünyaya anlatmak…

İnanın, bundan daha güçlü bir mesaj yok.

Şivlilik; sadece bir gelenek değil.
Bir duruştur. Bir vicdandır. Bir gelecektir.

Ve bu geleceği büyütmek, bizim elimizde.

Yazarın Diğer Yazıları