İş İçin Geldi Müslüman Oldu

Önceki adı; Ola Baturina
Müslüman olduktan sonraki ismi; Zeynep Ersoy
Kendisi Ukraynalı, sekiz yıl önce Müslüman olmuş güzeller güzeli bir kadın. Müslümanlığı kabul ettikten sonra, Kuranı öğrenmiş ve hafız olmuş…
Müslüman olduğu için şükrediyordu. Kadın olduğu için şükrediyordu. Örtündüğü için şükrediyordu.
Şöyle anlatıyor hayatını ve Müslüman oluşunu;
38 yaşındayım. Ama kendimi 8 yaşında hissediyorum.


Ukrayna, Hıristiyan bir memleket ama komünizm dönemi olduğu için din yasaktı, insanlar kiliseye bile gidemiyorlardı. Kırım tarafında Müslüman çok Tatar vardı. Böyle bir din olduğunu okula giderken öğrendim. Derslerde Müslümanların da olduğunu öğrendim. Ama çok fazla içine girmedik, sadece bilgi olarak.
Babam komünist bir devlette çalışıyordu. Annemin hiçbir zaman kiliseye gittiğini ya da bir mum yaktığını görmedim. Mihail Gorbaçov gelene kadar böyleydi. Hatta hapis cezası alanlar dahi vardı. Gorbaçov sonrası herkes kiliseye gitmeye başladı. Dinleri olduğunu hatırladılar. Ben de ilk defa 17 yaşımda kiliseye gittim. Bir görev gibi mum yaktım, dua ettim. Birisinin öldüğünü duymuştum ona dua ettim. Ama içimde hiç bir şey yoktu.
İslam’ı Türkiye’ye geldiğim zaman öğrendim. Benim arkadaşım burada çalışıyordu. Benim de o zaman işim yoktu. Almanya’ya, Fransa’ya, Belçika’ya, Polonya’ya gittim baktım. Bir süre oralarda yaşadım. Geri döndüğüm zaman arkadaşım beni aradı. “Türkiye’ye gidiyorum istersen sen de gel” dedi. Kalkıp geldik. Uçağa bindiğim zaman; “Ben nereye gidiyorum” dedim. Çok endişeliydim.
Türkiye hakkında çok az bilgim vardı. Çöl gibi bir yer biliyordum. Develerle dolu bir ülke bekliyordum. Müslüman memleket ve herkes cahil diye düşünüyordum. Bizim memlekette 25 senelik bir film vardı. O film haremi, bir adamın 11 eşi olduğunu anlatıyordu. Tabii ki çok yanlışlık var ama böyle önyargılarla geldim.
Türkiye’ye geldiğimde çok şaşırdım. At arabası da var, en lüks araba da var. Müslüman bir ülke ama çok fazla israf yapıldığını gördüm. Çöpe çok yemek atılıyor. Avrupa’da, zengin ülkelerde böyle bir şey yok. Mümkün değil…
Türkiye ye gelir gelmez iş buldum. Çünkü her yerde tercüme gerekiyor. Arkadaşım Aksaray’da bir kargo şirketinde çalışıyordu. O beni çağırdı. Orada işe başladım.


İş yerinde herkes Rus olduğu için hiç sorun yaşamadım. Ama sokakta çok rahatsız ettiler. 1 aylık vizem vardı. 1 ay sonra eve döndüm. Ama evde kalamıyordum. Ne yapsam olmuyordu. Uyuyamıyordum. Aklım fikrim İstanbul’daydı. Avrupa’daki birçok şehirdeki sosyal hayat İstanbul ile aynı olduğunu gördüm. Hiçbir fark yoktu. Ama oralara gitmek istemiyordum. Üç ay sonra İstanbul’a döndüğüm zaman anladım ki beni buraya çeken ezandı. Ezanı duyunca rahatlıyordum.
Bizim memlekette Müslümanlar terörist olarak biliniyordu. Müslümanların cahil olduklarını düşünüyordum. Ama ezan beni çok etkiliyordu. Müslümanlar ezanı duyuyorlar ama namaza gitmiyorlar. Kendi dinlerinin emirlerini de yerine getirmiyorlar. Bu duruma çok şaşırıyordum. Yedi yıl böyle geçti. Ben o zaman çalışıyordum ama Müslüman arkadaşım yoktu. Çünkü hep Ruslarla çalışıyordum. …
Hikaye böyle devam eder. Müslümanlar, İslam’ı temsil ederler, daha doğrusu temsil etmeliler. Durum böyle olunca, her Müslüman’ın; Kur’anca yaşaması gerekir ki, bu yaşantıya bakarak Müslüman olanların sayısı artsın!


Yazarın Diğer Yazıları