AŞK VE ŞEMS

Esmalardan tecelli eden en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

Nasılsınız dostlar, yaşama ve günü kurtarma savaşına devam ediyor musunuz? Kendinize, yani kaçınılmaz son ulaşınca sizinle olacak tek kişiye yatırım yapıyor musunuz? İki gününüzün tıpatıp aynı olmamasına özen gösteriyor musunuz?

Size de olur mu bilmem, uyanıkken rüyet gibi bir şeyler görmek. Geçenlerde bana öyle bir hâl oldu. Balkondan insanların koşturmacasını izlerken azıcık "içim geçmiş”...

Yine aynı rüyayı mı gördüm, hayrolsun! Bir bağ bozumu rüyası, uyandırdı ki beni, gece daha uykuya dalmamıştı. Bir latif varlık aydınlattı, pütürlü tavana tutunmuş bir kelebeği. Yoksa uyanık mıydım "bir acaba” mesafesinde? Neyse ne işte ya, o nazenin şunları anımsattı gönlüme: "Aşk aslında hoş bir belde, benle yaşar bu bedende.

Biliyorum, aslında okumadın parmaklarından damlayan kutsal kitabı. Vâkıf olamadın aslına. Söylesene, harfleri okşadın mı sen hiç? Kokladın mı sahaftan çaldığın bir kitabı? Dünyada kaç göl var sen kaçına girdin, kaç çocuk var sen hangisinin gönlüne erdin?

İhanetin yolu uğradı mı sana ya da sen ihanete uğradın mı hiç? Aldatan eş gibi değil, yanlış kopya veren arkadaşça değil… Güpegündüz, çoban yıldızı aradın mı çıkmazlarda. Bizzat kendin ihanet ettin mi kendi hayatına? Hep başkalarının istediği kişi olmaktır: Kimliksizlik. Üstelik ihanet edenle edilen bu kelimede kavuşur.

Aslında yalnızız hepimiz! Bundan dolayı saldırganız. Hem etrafa hem kendimize saygısız oluşumuz bundan. Sahip olduklarımıza şükürsüzlüğümüz, kolayca kanan ve hemen unutan insanlar oluşumuz bundan…

Yüzümdeki tüm kaslar geriliyor ve sanki bir el o deriyi yırtıp suratımdan dışarı çıkmak istiyor… Yaşamak istiyorum sanki ama felek bunu da zaten biliyor. Sıkıca kapalı balkon perdelerinden, trafik homurtusu sızıyor.

Göz kapaklarım ılık, nemli bir huzurla kapanıyor. Gelmesin Ağustos bir daha, hem ben ezelden küstüm ona. Gelmesin kuşlar yine kapıma. Gelmesin yarınlar, ben böyle metfunken içine hapsolunduğum şu Ân'a.

"Aşk kim sen kim be gafil” dedi bir ses derinden. Döndü nevrim semazen gibi. Islak zihnim, ıslak yastığımda içime batarken… Tam o ân, uyanmıştım zaten.

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları