DOLAR
42,49
EURO
48,98
STERLİN
55,67
GRAM
5.762,28
ÇEYREK
9.472,04
YARIM ALTIN
18.878,26
CUMHURİYET ALTINI
37.579,59

Kadın istihdamımı? Aile istihdamı mı?

 

  Saygı değer okuyucularım. Daha önceki köşe yazımın birinde Aileyi yaşat ki Millet yaşasın başlıklı bir çalışmayı ele almıştık. Ailenin önemine binaen bu yazımızda kadın istihdamı mı? yoksa aile istihdamı mı konulu yazımı sizlerle paylaşıyorum.

 Son yüz yılda kadın istihdamı adı altında büyük ve çok yönlü bir dönüşüm yaşadık. Bu dönüşüm, ilk bakışta modernleşme, özgürlük, ekonomik bağımsızlık gibi süslü kavramlarla paketlendi. Fakat paketin içi açıldığında, aileden kopan anneler, yalnızlaşan çocuklar, değerlerini kaybeden mahalleler, dağılmış akrabalık bağları ve köksüzleşen bir toplum çıktı karşımıza. Kadın Toplumda, Ticarette, ilimde, Eğitimde, Sağlıkta yer alabilir. Nitekim Hz. Hatice Annemiz (r.a.) döneminin en güçlü tüccarlarından biriydi. Şifa bint Abdullah sahabe kadınlar arasında hutbe irad eden bilgin bir hanımdı. Ümmü Seleme, toplum meselelerinde sahabeyle istişare eden güçlü bir zeka ve iradeydi. Ama hiçbirisi annelik rolünü kaybetmeden çalıştı. Çünkü İslam toplumunun kalesi aile, ailenin direği ise annelik idi.

 Modern çağ bu dengeyi bozdu. Kadın istihdamını, aile istihdamının önüne geçirdi. Kadını, evinin manevi merkezinden alıp iş dünyasının mekanik çarklarına attı. Kadın Çalışamaz mı? Elbette uygun ortam ve şartlarda çalışabilir ama İslam'ın koruduğu bir hakikat var. Kadının birinci vazifesi, aile kurumunun manevi direği olmasıdır. Bu tüm âlimlerin, sosyologların, psikologların birleştiği bir gerçektir.

Bugün kadınlar çalıştığı halde neden toplum daha huzurlu değil?

Neden evler daha mutlu değil?

Neden çocuklar daha güçlü değil?

Neden boşanmalar artıyor?

Neden gençlik daha kırılgan?

Neden ailelerin ömrü azalıyor?

 Toplumu ayakta tutan kadın değil, evin direği olmaktan uzaklaştırılan kadın toplumun çöküşüne sebep olur. Modern zihniyet, kadını özgürleştirmedi, ekonominin kölesi yaptı. Eskiden evde bir direkti, şimdi iş yerinde bir numara. Evde el üstünde tutulurdu, şimdi performans raporlarıyla ölçülüyor. Evinde huzurun kaynağıydı, şimdi kurumlarda çarkın bir dişlisi. Evet, kadın çalışabilir. Ama evini, çocuklarını, aile sıcaklığını, ruh huzurunu feda ederek değil!

  Eskiden mahalleler yaşayan organizmaydı. Kadınlar hem mahallenin gözleri hem de gönülleriydi. Bir hasta olsa ilk onlar koşar. Bir doğum olsa ilk onlar sevinir. Bir cenaze olsa ilk onlar organize ederdi. Bugün apartmanlarda yıllarca karşı komşusunun yüzünü görmeden yaşayan insanlar var. Neden? Çünkü evin annesi yok. Evde nefes yok. Mahallede sıcaklık yok. Kadın, evden çekilince mahalle kültürü çöktü. Ailenin büyüklerine en çok kadınlar gidip gelirdi. Bayram hazırlığını kadınlar yapardı. Çocuklara aile kültürünü kadınlar öğretirdi. Şimdi herkes yalnız. Akrabalık bağları zayıf, aile bağları daha da zayıf. Çünkü bu bağları kuran kadınlar artık evde değil.

 Çocuklar bir milletin geleceğidir, fakat artık çocuklar, annelerini günde 1–2 saat görüyor, sevgiyi ekrandan öğreniyor, ahlakı sosyal medyadan alıyor, merhameti hiçbir yerde göremiyor. Bu nasıl bir gelecek bırakır? Bu nasıl bir istikrar doğurur? Kadın çalıştı diye değil, çocuk annesiz kaldığı için kaybettik.

 Öğretmenler söylüyor. Bugünün çocukları sevgiye aç, ilgisizlikten ruhları çoraklaşmış. Psikologlar söylüyor. Davranış bozuklukları artıyor. Çünkü çocuk sıcak bir annenin dizini göremiyor. Toplum bilimciler söylüyor. En büyük kriz aile krizidir.

Bugün politikacılar, ekonomistler, bazı sivil toplum kuruluşları sürekli aynı şeyi söylüyor. Kadınları iş gücüne katmalıyız! Ekonomik büyüme ancak böyle olur!

Peki soruyorum:Bir anne, bir çocuk yetiştirirken iş yapmış olmuyor mu?Bir kadın, aileyi ayakta tutarken toplum üretimine katkı sunmuyor mu?Bir ev hanımı, bir nesli şekillendirirken istihdam dışı mı oluyor?

 Fabrikada üretilen bir makinenin ömrü en fazla 10 yıl. Ama annenin yetiştirdiği evladın etkisi 100 yıl sürer. Bugün Batı bile hata yaptığını fark etti. Kadını çalıştırırken aileyi çökerttiler. Şimdi çocuk doğmuyor, toplum yaşlanıyor, huzur evleri doldu, boşanmalar patladı. Biz hâlâ Batı'nın yanlışını "modernlik” diye alkışlıyoruz. Bu sadece ekonomik bir hata değil, bu medeniyet ölçeğinde bir intihardır.

Doğru Olan Kadın İstihdamı Değil, Aile İstihdamı

Bir kadın evinde çocuk yetiştiriyorsa, evini çekip çeviriyorsa, aileyi ayakta tutuyorsa, bu görev, doktorluktan, mühendislikten, yöneticilikten daha değersiz değildir. Bir milletin geleceğini inşa eden Annelere "boş iş yapıyorsun” denir mi? Hayır. Bin kere hayır.

Bugün yüzlerce ülke aileyi kurtarmak için çabalıyor. Aile destekli devlet modelini geliştirebiliriz. Ev hanımlarına sosyal güvence, çocuk başına annelik desteği, emeklilik prim desteği, ev içi emeği tanıyan hukuki düzenlemeler.

Bu adımlar hem aileyi korur hem toplumu güçlendirir. Doğru Olan Ne? Kadın istihdamı yerine, aile istihdamı anlayışı geliştirilmeli. Kadın evdeyse "boş” değil, toplumun en önemli görevini yapıyor. Çocuk yetiştiriyor, aileyi ayakta tutuyor. Bu görev eş yardımı yerine, güncellenerek anneye maaş ve destekle ödüllendirilmeli. Devlet, ev hanımlarına sosyal güvence sağlamalı, anneliği teşvik etmeli, "annelik maaşı” vermeli. STK'lar ve yerel yönetimler de aile temelli projeler geliştirmeli.

Kadını iş gücü piyasasına katmak uğruna aileyi feda etmek, aslında en büyük istihdamsızlıktır. Çünkü aile çökerse toplum çöker. Kadın istihdamı değil, aile istihdamı teşvik edilmelidir.

Bu duruş:

— Manevi açıdan sağlam,

— Toplumsal açıdan gerçekçi,

— Ekonomik açıdan tutarlı,

— Sosyolojik açıdan doğrulanabilir,

— İtiraz edilse bile karşı argümanı olmayan bir görüştür.

Bugün aileyi korumayan hiçbir devlet kalkınamaz. Aileyi ayakta tutmayan hiçbir toplum geleceğe yürüyemez. Anneyi merkeze almayan hiçbir sistem nesil yetiştiremez. Modern dünya aileyi kaybetti. Biz kaybetmek zorunda değiliz.

Evin Annesi Korunmalı. İstatistikler ortada.

— Boşanmalar arttı.

— Çocuklar daha kırılgan.

— Komşuluk bitti.

— Akrabalık çöktü.

— Gençlik yalnız.

— Toplum moralsiz.

Bütün bunları tek bir cümleyle özetleyebiliriz. Evin annesini kaybettik, toplumun ruhu gitti. Bugün yapılması gereken şey, aileyi koruyacak dengeyi yeniden kurmaktır. Anneliğe saygı, aileye destek, çocuğa merhamet, evi koruyan politikalara ihtiyaç var. Çünkü aile çökerse devlet çöker. Aile ayakta olursa millet ayakta olur. Ve unutmayalım! Kadın istihdamı değil, Aile istihdamı, işte geleceğin anahtarı budur.


Yazarın Diğer Yazıları