DEĞERSİZLEŞEN DEĞERLER

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Bugün sizlere, en güzel gençlik anılarımı toparladığım Ankara'dan yazıyorum. Konur sokak boyunca akan kalabalığın arasındayım. Her yaştan, her milletten, her kültürden çılgın insan seli… Güneşin parlattığı kar tanelerinden habersiz, bir deli akış…

 

Bana ayırılan bu mütevazı köşeden, bir süredir sizlere sesleniyorum. Maalesef, çiçekli böcekli satırları, çok arzu etsem de yeterince paylaşamadım. Karamsarlığım için gönülden üzgünüm ve belki birazcık kendime kırgınım, tam da bu yüzden... Aslında, her şey olması gerektiğince gerçekleşiyor. Ancak acizliğimiz ve yüksek egomuz (nedendir bilinmez) bir rıza makamından son derece uzaklara yelken açıyor. Akıl isyan ediyor, kalp susuyor.

 

Sizinle içi boşaltılan kelimeleri paylaşacağım. Ailede başlayıp okulda devam eden, önemli bir eğitimden bahsedeceğim. Belki konusunu ve içeriğini herkes biliyor. Yine teori sağlam, uygulama feci... Yeniden düşünmek için bir kaç dakika ayırın. Hepimizin çok hâkim olduğu bir eğitim başlığı: Değerler! Maalesef para etmeyen sözcüklere dönüştüler…

 

Değerlerimizi neden, ne zaman, nasıl yitirdiğimiz konusundaki cevapları sizlere bırakacağım. Bazı dostlarımız, "kaybettiğimizi nereden çıkartıyorsun?” diyebilirler. Sadece rastgele bir kaç tanesinin kapsamlarını tekrarlarsam, neye işaret ettiğimi anlayacaksınız:

 

SAYGI: İnsanı insan yapan değerlerin belki de ilkidir. Saygı sadece birbirimize karşı değil, yaratılmış olan tüm varlıklara karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaktır. Nezaketle birleşince, karşı konulamaz bir incelik ve zarafettir. Saygınlık ise öylece kabul görmektir.

 

HOŞGÖRÜ: Kendi görüşümüze ve yaşam biçimimize aykırı olanlara kulak vermektir. Bunlar bize ters düşen fikirler, inançlar ve uygulamalar olabilir. Bize saldırılmadığı sürece, karşıtlara sabırla, taraf tutmadan katlanmak hatta ifade etmelerine izin vermektir.

 

DÜRÜSTLÜK: Sonuçta zarar bile görecek olsa bildiğinden şaşmamaktır. Gerçeği her şartta dile getirmek, özüyle sözünü bir tutmaktır. Samimiyet ve doğrulukla kardeş olan bu erdem çok önemlidir. Zira dürüstlük, sadece yalan söylememek değildir.

 

ADALET: Neyin doğru neyin yanlış olduğunu tanımlayarak başlayan süreçtir. Böylece temel haklar ve özgürlükler belirlenmiş olur. Bunlara karşı daima sadık kalarak hukuku sağlamak ve insanları buna inandırmaktır. Kötüleri caydırıp iyileri yaşatan da budur.

 

EMPATİ: İsmi dilimize sonradan girmiş olsa bile özü insanlık tarihi kadar eski bir değerdir. Kendimizi başkasının yerine koymak demektir. Olaylara ve olgulara bir de karşımızdakinin penceresinden bakabilmektir. Aynı dilden konuşabilmektir.

 

TEVAZU: Bizdeki anlam karşılığı alçak gönüllü olabilmektir. Kocaman bir evrenin, akıl almaz büyüklüğü karşısında haddini bilmektir. Bir gün sizi yücelten toplumun bir başka gün tam tersini yapabileceğini anlamaktır. Kendini bilmektir.

 

Kar hafiften ayazla dans etmeye başladı. İnsanlar artık daha hızlı yürüyorlar. Size sevgiden de bahsedecektim ama anlamını herkes biliyor! İzninizle, dostlarımız sıraladığım içi boş değerler üzerine düşünmeye devam ederken ben de yola koyulayım…

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları