E ŞİMDİ NE OLACAK

 

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Kedinin Güncesi adlı öykümde geçen şöyle bir bölüm var: "Saygı ve hayranlıkla izliyordum etrafımdaki her şeyi. Konuşamıyordum. Sürekli dilimi yakıyordu kelimeler. Söyleyeceklerimi aktarabilecek olsam bile kim dinlerdi, acaba kim beni anlayabilirdi?”

 

Bugün sizlerle paylaşacağım cümleler için de aynı şeyler söylenebilir. Bazı insanlar melodik seslerin rengini görebilirler, kimileri kelimelerdeki hüznü tadabilirler veya bir tablonun leziz kokusuyla mutlu olabilirler. Kimilerine ise bunlar hepten saçma gelebilir…

 

Geçmişimize dönelim biraz; neler yaptık anımsayalım, neler yaşadık bir göz atalım istedim. Mesela bebekken sürünüyorduk, emeklemek nasıl lükstü ve göreceli olarak nasıl hızlı bir hedefe gitme çalışmasıydı. Sonra yürüdük, bazen de koştuk: Ee şimdi n'olacak?

 

Biraz büyüyünce, okumak eylemi için benzer durum ortaya çıktı. Düşünsenize kitaplarda tuhaf semboller ve hepsi bir sesi temsil ediyor. Doğru sırayla yazınca kendi adınız ortaya çıkıyor, sevdikleriniz harflere sığıyor. Sonra okuduk, bazen de yazdık: Ee şimdi n'olacak?

 

Büyüdükçe bir sonraki aşamalar acılı olmaya başladı. Lise bitti, şimdi n'olacak? Üç milyon küsür insanla yarışmak zorundayız! Ektiklerimiz biçeceğiz… Eğer şanslıysanız üniversitede sevdiğiniz insanın eline dokunacaksınız. Hayatınızdaki değerli kişiler listenizde sıralamalar kayacak. Hedefleriniz şaşacak veya çıta iki kişilik yükselecek. İdealler değişecek.

 

Belki de akademik yolu seçmeyeceksiniz. Belki ekonomik hayata çok erkence katılacaksınız. Karşılıksız aşklar olacak karanlık yatağınıza gömdüğünüz. Kiminle evleneceğinize başkaları karar verecek. Henüz siz büyümemişken evlat yetiştireceksiniz. Babanızın iş yerinde patron ya da başkalarının babalarına işçi olacaksınız. Ezecek, ezileceksiniz çarklarda.

 

Sonsuz senaryo seçeneklerinden birisinde başrol oynuyoruz. Ancak çoğumuz, "bu film benim kendi bildiğimce yaşarım” demekten aciziz. Cesaretimiz mi yok, incinerek geçtiğimiz yıllar mı bize yutkunmayı öğretti bilinmez. Kendimiz olmaya kalksak karşımızda feci paradokslar olacak, şimdi kendimsem daha önce kimdim? Gerçek halimle kim beni sevecek?

 

Ben yine hayranlıkla izliyorum âlemin muhteşem mimarının eserini. İzledikçe acı ibretler çıkartıyorum kendime. Hakim-i Mutlak neler sunuyor, insan nankör ve cahil oluşundan ne denli sıyrılabiliyor. Günü kurtarma peşindekiler hep soruyor: Ee şimdi n'olacak?

 

Satırlarımın sonuna gelirken büyüklerin ellerinden öpemiyorum. Bilmem öpmeye yüzümüz olmadığından, bilmem onlar sosyal medya kullanmadığından. Küçüklerin gözlerinden de öpemiyorum. Bilmem beni bişeylerle suçlamalarından korktuğumdan, bilmem bana bunların eskilerde kaldığını söylemelerinden çekiniyorum. Mektup işi bitti, ee şimdi n'olacak?

 

Önümüzdeki maçlara bakacağız dostlar… Güzel yarınlar olacak, deneyimlerimiz birikecek ve kendimiz gibi olacağız. Nihayet günü gelecek önümüzde maç felan kalmayacak. Kesin varış noktasına yolcu edecekler. Biraz kumaş, biraz su ve toprak… Ee şimdi n'olacak!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları