Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.
Bugün benim için çok değerli bir insanı sayfama konuk edeceğim. İkinci eserimin kapak yazısına imza atan bir üstat: Doç. Dr. Haluk Berkmen, vakti olanlar lütfen sitesini incelesin.
http://www.halukberkmen.net/
Sayın Berkmen hocam, yıllarını fiziğe vermiş bir bilim insanı olmasına rağmen farklı konularda çok önemli çalışmalar yapan birisi. Boyalı basın, sahte medya ve popüler kültür ona yer vermese de o uzun süredir bilgilerini insanlarla paylaşıyor. Dil-Tarih konusuna oldukça hâkim…
"Bu aralar batılılar yine Luvi (Luwi) kültürünü kaşımaya başladılar. Luvi kültürünü özellikle rehberlere anlatmak istiyorlar. Bu sayede yanlış bilgiler halka yayılacak. Neden bu konuyu sürekli gündeme getiriyorlar? Çünkü Luvi dilini Hint-Avrupa dili olarak ilan etmek istiyor ve bölgeyi kadim Pers ve Ermeni kökenlere bağlamak istiyorlar da ondan.” Doç. Dr. Haluk Berkmen
Benzeri bir tartışmayı, kendilerinin "Sümer” soyundan geldiğini iddia eden insanlarla yapmıştık. Pek çok bilimsel (!) belge ve makaleler onları doğrular şekilde yayınlanmış bile! Uzun yıllardır -bizim dışımızda- hemen her kültür bu "köken” meselesine çalışıyor…
"Luvi halkından ve dilinden kadim belgelerde herhangi bir kayıt yok. Luvilerin hiçbir zaman bağımsız bölgeleri olmadı. Bu gerçeğe rağmen bir Luvi krallığı olduğunu ilan etmek tam bir toplum mühendisliğidir. Toplum mühendisliği insanların beyinlerine yanlış bilgileri doğru imiş gibi işlemek ve halk ağzıyla "beyin yıkamak” metodudur. Toplum mühendisliği sayesinde insanların tarih bilgileri yanlış ve belli bir amaca yönelik olarak değiştirilir.” Doç. Dr. Haluk Berkmen
Sömürgeci zihniyetli, misyoner batı kültürü, Anadolu'daki ilk insanlara kadar uzanan polemikler yapıyor. Bugünkü Hint-Avrupa dil halklarının bizim kadim topraklarda yaşadıklarını iddia ediyor. Böylece kendi dillerinin Luvi dili olduğunu belgelemeye çalışıyor. Nedense bu dil incelendiğinde aslının "Hattice ve Hititçe” olduğu görülüyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu Ön Türk dili Orta Asya kökenli...
"Batılılar toplum mühendisliğini Göreme'deki peri bacalarının bulunduğu Kapadokya bölgesi için başarı ile uyguladılar. Oraya gidip gezenler peri bacaları içindeki Hıristiyan ikonaları ve resimlerini gördüklerinde o bölgenin Hıristiyanlar tarafından oluşturulmuş olduğu yanlış kanısına kapılıyorlar. Rehberlerse Kapadokya adının "güzel atlar bölgesi” demek olduğunu söylüyorlar.” Doç. Dr. Haluk Berkmen
Hitit dilinde bölge "Katpatuka” olarak adlandırılmış. Yine ilginç bir tesadüfle, Wikipedia'ya bakınca "Cappadocia” kelimesinin kadim Pers dilinden geldiği ve Luvice "Alçak bölge” demek olduğu yazılı. Berkmen'e göre Kat ve Batuk olarak iki sözcüğe ayrıldığında, açıkça Türkçe "Batık Kat” sözleri ortaya çıkıyor. Yani yer altı şehri demek ve bölgemizde çok sayıda bulunuyor. Bu da açıkça gösteriyor ki Luvi dili dedikleri, olsa olsa Ön-Türkçe ve Hititçe karışımı bir yerel ağız! Bu bilgiler, bölgeyi gezdiren rehberler tarafından elbette bilinse de anlatılamıyor.
"Peri bacalarını ve yer altı şehirlerini oymuş olan da bölgeye binlerce yıl önce gelmiş Ön-Türk halkıdır. Onların kutsal Tengri simgeleri bir daire içinde artı işareti idi. Milattan sonra Romalılardan kaçan Hıristiyanlar bu bölgeye gelip peri bacalarının içlerindeki Tengri simgesinin üzerine kendi dini resimlerini boyadılar. Bu durum zamanla çatışmaya dönüştü ve yerel halk Hıristiyan ikonalarını silmeye başladılar. Çatışmaya "İkonoklast Dönem” deniyor. Bu "İkonların kırılması” demektir ve MS. 700 yıllarında gerçekleşmiştir.” Doç. Dr. Haluk Berkmen
Hayra karşı geliniz.
