İNCİ

Kahveyi çok seven biri ya da çayı; sevmeyen birine” ya nasıl sevmezsin, kahve- çay içilmeden yaşanır mı?” gibi iddialı davranabilir. Kendimiz bir şeyi sevince herkes sevecek zannedebiliriz ama bu zan sadece "şey”in içini dolduran ; yiyecek, içecek, giyecek, sıcak ,soğuk gibi kavramlar için böyle olmalı.

Vatan , bayrak, millet, merhamet gibi değerler” şey”in çok üstündedir. Onları sevmemek,yararına çalışmamak gibi bir tercihimiz olamaz .

İşte bu yüzden tonlarca tazecik salatalığı ineklere yem diye verip, reyonda fiyatının en yukarılara çekilmesini, biberi -domatesi boş arazilere döküp; " ah bu millet aç, nasıl alacak bu fiyata sebzeyi meyveyi?” diye ağıtlar yakılmasını, soğanı bile depolarda bekletip üreticisinden 1 TL'ye almayıp tezgahta beş -altı tl ‘ye sattırılmasını asla anlamayacağım. Bunu milletine , devletine, insanına yapanların ahlakını , merhametini, vatan sevgisini sahte bulacağım .

Elbette pek çok sebebe dayalı bir pahalılık var. Dengelerin değişiminden kaynaklı, çıkar çatışmalı tüm dünyada görülen bir pahalılık, dolar ile Yuan rekabetinin piyasaları ele geçirme çabaları, artan ihracatımızdan dolayı üreticinin iç piyasaya mal vermek istememesi vs vs… Bütün bu sebeplerin üstünde; kendi düşüncelerinde olmayan iktidarın gitmesi için ; yapılan bunca hizmetin hebâ olması, yükselişin durması pahasına piyasalarda özellikle psikolojik bir” öldük, bittik, mahvolduk” havası oluşturmak. "Tarım bitti, üretici üretemiyor, yok pahasına satıyor, elinde kalıyor, yapay ürüne geçilecek naraları " atıp; "Dolar yüzünden” diyerek ,dolar düşse de aldırmayıp fiyatları hep yukarı, yukarı çekmek… Her gün elinde duran malın bile fiyatını değiştirmek.

İktidari desteklemeyebilirsin, düşüncenle uyumlu bulmayabilirsin ama Türkiye'nin sanayide, dış politikada, savunmada, ihracatta, sağlıkta, alt yapıda, yatırımlarda, her türlü hizmette çok çok ilerlediğini, saygınlık kazandığını, güçlendiğini gördüğün halde; İdeolojik bir taassup kafasıyla tüm güzelliklere gözlerini kapatmak ve "istemeyiz” diye direnmek ihanettir. Vatanımı ,insanımı seviyorum merhametliyim” söyleminin tamamına ihanettir.

Bekliyoruz… Rahmetin, bereketin taşıyıcısı Nisan yağmurları başlayacak. Toprağımıza, denizlerimize, göllerimize bereket olacak; bir de gönüllerimize…

Nisan yağmurları semadan hep aynı yağacak ama düştüğü yer yılanın ağzı ise; bu damlayı zehir edecek. Bir istiridyenin ağzında ise damla sabırla inci olacak.

Hayatın fırsatları da böyle; hepimize gelecek. Kimimiz onu yürek cevheri ile inci eyleyecek, kimi de kininde boğulup, zehir edecek… Ülkemizin üzerine Nisan yağmurları yağarken inci olmaya aday olalım…


Yazarın Diğer Yazıları