ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
İçme Be Kardeşim!
Osmanlı’nın Diriliş Şehri:Bilecik
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
TARİHİ BULUŞMADAN NOTLAR
KIZILDERELİ KATLİAMI
Ocak enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi faiz indirimlerini sekteye uğratabilir
Acı nedir bilir misiniz?
ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
Honda Civic Yenilendi
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
Kutup Yıldızı
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Ankara… Cumhuriyetin yapay şehri. Ruhsuz, kuru, yavan… Sadece bir kalabalık. Menşeini kalabalıktan alan bir hengâme. Bir koşuşturma… Sabah 8, akşam 5 şehri. 657’nin şehir yaptığı kasaba.
Ankara’nın bir ruhu yok. Bir naaş gibi duruyor insanın karşısında. Bir şehre ruh veren yeşildir. Bursa, Rize, Trabzon’da olduğu gibi. Ankara’da yeşillik yok. Bir şehre ruh veren denizdir. İstanbul, İzmir’de olduğu gibi… Ankara’da deniz de yok. Bir şehre ruh veren tarihtir. Konya, Edirne, Mardin gibi… Ankara’da tarih de yok. Ankara, başkent olabilecek şehirlerin mirasçısı oldukları medeniyetten dolayı başkent yapılmamasından öne çıkmış sıradan bir Anadolu şehirciği. Diğer güçlü rakipleri Osmanlı ruhu taşımaları sebebiyle elenmiş ve Ankara bir anda kendini başkent buluvermiş. Hazırlıksız yakalanmış bu büyük kasaba, küçük şehir. 80 yılda hala bir ruh, bir mana kazanamamış. Bunun sebebi devletin mimari anlayışı. Her yer dört köşe bina. Ya bir genel merkez, ya bir komutanlık, ya bir bakanlık… Soğuk, insanı ürperten, köşeleri insanın etine batan, renkleri ruhu zımparalayan binalar… Ankara’ya kazandırılamayan mana…
Geçen bir iş için Ankara’da bulundum. Ve Ankara yine beni şaşırtmadı. Boş boş baktım cıvıl cıvıl sokaklara, geniş geniş caddelere, koşuşturan insanlara… En sonunda aradığımı bulamamanın verdiği hüzünle önüme… İstanbul bir selvi, Konya bir çınar, Bursa söğüt… Ankara bir kavak. Hızla büyütülmüş, estetiği olmayan suni bir yapı. Ne kokusu var, ne gölgesi, ne heybeti… Bir hercümerç.
Meşhurdur bilirsiniz. Yahya Kemal’e sormuşlar Ankara’nın en çok neresini seviyorsun diye. O da “İstanbul’a dönüş yolunu…” demiş. Ben de Ankara’nın en çok tren garını sevdim. Zira beni Konya’ya götüren yer orasıydı. Renk var, ahenk var, koku yok. Ankara… Yapma bir çiçek. Selam ve dua ile…
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
SURİYE’DE YAŞANANLARIN TAHLİLİ
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
ÖLDÜRÜLEN BİR ÖĞRETMEN VE BİR EĞİTİM SİSTEMİ
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -1-
CHP NEDEN İKTİDAR OLAMADI, OLAMIYOR?
İSLAM DÜNYASI NEDEN GERİ KALDI?
TAYYİP ERDOĞAN MI KAZANDI, MUHALEFET Mİ KAYBETTİ?
BİR DEVLETİ KİM YÖNETİR?