“İ”LERİMİZ

Ademden kurtulup, Âdem olmanın, Âdem'likten adamlığa geçmek ve orada kıyamda durmanın, sabit kadem olmanın yolları vardır. Bu yollar bize istikamet verir. Her gün beş vakit namazımızın her rek'atında; "Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım isteriz, bizi dosdoğru yola ilet…” diye dua ederiz. Rabbimiz: "Sizin duanız olmasa rabbim size ne diye değer versin?” "Emir olunduğun gibi dosdoğru ol” der.

  1. dua, dosdoğru olmakla mümkündür. Davranışlarımızda bizleri gözetleyen, denetleyen, takip eden, her hal ve tavrımızı göz önünde bulunduran tabir yerindeyse gizli kameraya çeken bir kuvvetin varlığını unutmamak yani ihsan şuuru içinde bulunmakla hayatı anlamlandırabiliriz.

İhsan anlayışına sahip olmak, insan olmak demektir. İhsan sahiplerine, "Muhsin” denir.

Hayat mı dediniz? Hayatın tarifini; google'da bulamazsınız, ansiklopediler yazmaz hayatı.

Hayat; Face book'ta mesaj atmaktan, mesajlaşmaktan, geyik sohbeti yapmaktan ibaret de değildir.

İnternette; çetleşmek değildir hayat. Tik tokla belhum adal pespayeliğine girmek hiç değildir.

  1. tanımadığınız, bilmediğiniz, huyundan, suyundan haberdar olmadığınız, hırlı mı? Hırsız mı? Ahlaklı mı? Ahlaksız mı?...hakkında her hangi bir bilgiye sahip olmadığınız, tabir yerindeyse dibi görünmedik kaptan su içmek gibi ne olduğu belirsizlerle sanal arkadaşlık yapmak da değildir hayat.

Hele akıllı telefonların ekranında hiç göremezsiniz hayat denen zaman yokuşunu! Akıllı telefon deyince aklıma geldi. Aslında hiç aklımdan çıkmıyor, hatta hiç unutamıyorum; neyi mi unutamıyorum? Söyleyeyim; insanımız, o kadar benimsemiş ki akıllı telefonu, yolda giderken, otobüste, trende, tramvayda, dolmuşta, parkta, bahçede, yaya yürürken, araba kullanırken, evde, misafirlikte, camide…kimsenin başı dik değil. Hepsi telefona boyun eğmiş! Kimse; yanındakini, önündekini, sağındakini, solundakini görmüyor! Telefona bakacağım, internette gezineceğim diye ağaca ve araca çarpanları görürsünüz.

Telefonlar yüzünden misafirliklerin, dostlukların, sohbetlerin… tadı kaçtı! Bir zaman televizyonlar aynı durumdaydı, şimdi onların yerini akıllı(!) telefonlar aldı! O kadar aldı ki, yememiz, içmemiz, her şeyimiz telefon oldu! Onunla alışveriş yapmak, sanki hayatın bir parçası(!)

 

 

Bir Türlü!


Şimdi komşuluklar mevta oldu, mezarda,

İnsaniyet satılmıyor hiç bir pazarda

Dostluk, sevgi, muhabbeti kitap yazar da,

Gönüllere, kalbe girilmiyor bir türlü!

 

 

 

Hal hatır, mesajlarla soruluyor artık

Ticaret internetle görülüyor artık,

Atalar telefonla aranıyor artık,

Ruhlara, manaya girilmiyor bir türlü!

 

Asla kimsenin yüzüne bakamıyorlar,

Karşıdan gelene selam çakamıyorlar,

Yürüyemiyor, kaldırım çıkamıyorlar,

Telefon kalbe giremiyor bir türlü!

 

"Dur" denilen sözü hakaret sayıyorlar,

Yalan, iftirayı, mübarek sanıyorlar,

Hakka sırt dönüp, hep şeytanı arıyorlar.

Kul hakkı nedir, bilmiyorlar bir türlü!

 

Sabah olunca, erken kalkmayı bilmezler,

Akşamleyin dinlenip, yatmayı bilmezler,

Kafaları boş, bilgi satmayı bilmezler.

Bilgisizler, gönle giremiyor bir türlü!

 

 


Kitapları iyi okursanız sayfaları arasına sıkışmış; hayata dair sırlar bulursunuz.

Allah dostu; Allah'a imanda, ibadetlerde kesintisiz davranan, Kur'anî çizgiden sapmayan samimi Müslümanın adıdır.

Dünya, Allah dostlarıyla ayakta durur. Fetihler, Allah dostları sayesinde gerçekleşmiştir. Gönüller, katı kalpler Allah dostlarıyla yumuşar. Allah dostları; DİLÂRÂ'dır.


Yazarın Diğer Yazıları