BİR PORSİYON SÖMÜRÜ

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Ayların en sevgili olanı O'nun izni ve rızasıyla hanelerimize huzur, sağlık ve bereket getirsin…

Ramazan deyince aklıma gelen sembol kelimelerden birisi "sofra” oluyor. Sonra anaların, eşlerin hazırladığı harikulade yemekler, topun sesi, iftarın buruk sevinci... Tüm inananlar gibi dört gözle bekleyip, hiç bitmesin istediğim bir mevsim sanki... Bu hafta o sofradayken aklıma bir ülke geldi. Üç gün öncesinde, altın yüzünden 20 kişinin teröre kurban gittiği yoksul bir ülke: Burkina Faso! Tabaklarında ya ithal yiyecekler ya da bağışlarla ulaşan gıdalarla sömürülen insanlar.

 

Bir porsiyonla sömürülen kıldan ince bedenler, kara bakışlar, kara tarih, kara talih…

Köleleştirilen cânlar ve onlara doğru sırıtan, duyarsız "coğrafya kader” ukalaları...

 

Fransa 1896'da askeri güç kullanarak Burkina Faso'yu işgale girişmiş. Ülke 1960 yılında yaşanan Afrika Yılı kapsamında, 5 Ağustos'ta "Yukarı Volta” adıyla bağımsızlığını ilan etmiş. Yaşanan kanlı olayların ardından, yerel idarecilerle himaye anlaşmaları yapan Fransa, günümüzdeki Burkina Faso'nun tamamını kısa sürede sömürgesi haline getirmiş. Oysa bu isim, yerel dillerinde "boyun eğmeyen (onurlu) insanlar” ülkesi anlamına gelmektedir. Bazıları boyun eğmemiş tabi!

 

1983 yılında yapılan askeri darbeyle, 33 yaşında bir yüzbaşı yönetime geçer. Bu unutulmaz lider, Thomas Sankara'dır. En yakın dostu tarafından öldürüldüğünde, takvimler 15 Ekim 1987'yi göstermektedir. Sankara, iktidar olduğu dönemde ülkenin okur-yazar oranı %60 gibi ciddi oranda artmıştır. Ülkenin milli marşını yazmış ve bestelemiştir. Yaptığı tarım reformlarıyla, insanlarının refah seviyesini artırmıştır. Sankara'nın ölümcül bir hatası olur: Fransız sömürüsüne asla boyun eğmemek! Cinayet davası 2015 yılında açılır, DNA verileri Fransa'ya gönderilir, hala gelecek...

 

2015'ten bu yana Burkina Faso'nun kuzeyinde ve doğusunda terör hâkim. Komşu ülkelerdeki El Kaide ve DEAŞ bağlantılı silahlı gruplarca sık sık saldırılar düzenleniyor. Resmi verilere göre, 2015'ten 2021'e kadar, bu saldırılarda 600'ü güvenlik güçlerinden olmak üzere toplamda 2 bin insan yaşamını yitirdi. Asıl sebep, ülkenin zengin yeraltı kaynakları ve tabi ki "altın” madenleri... (Burkina Faso nüfusunun yaklaşık %61'i Müslümandır.)

 

Evet dostlar, sıradan bir gazete haberinden yola çıkarak bu konuyu dillendirdim. Aynı oyun öyle çok ülkede oynandı ki cidden tadı kaçtı. Ölenler sadece birer sayı gibi algılanıyor. Hadi ölenlerin hali nispeten belli; peki tecavüze uğrayanlar, bebeği kaçırılanlar, sayısız ilticacılara ne dersiniz? Sağlimen kurtulanlar için derin kaygılarla, travmalarla ve en kötücül belirsizliklerle dolu ve bir hayat süreci devam edecek. İftar sofralarımızın mutlak sahibi, yükümüz ağır, bize acı!

 

Ödül töreninde yaşanan tokat skandalını günlerce tartıştık. Trabzonspor'umuzun şampiyonluğa yolculuğunu da öyle konuşacağız. Dizginlenemeyen enflasyonu ve yaklaşan bilmemne retrosunu masaya yatıracak birileri. Gençlerimizin önemli kısmı okumayı gereksiz görecek. Fitre ve zekatla ilgili yazılar yazılacak. Aynı hamamda aynı tasa aşk şiirleri dolduracağız. İnsanlar akşamları evde çay, dışarıda nargile içmeye devam edecek. (Mâlum, Ramazan'da alkol almayız!)

 

Hâsılı-ı kelâm dünya dönmeye devam edecek. Bizi de tıpkı Yüzbaşı Sankara gibi, ya tamamen unutacaklar veya hiç tanımayacaklar. Nihayetinde, herkes yaptıklarının sonuçlarına ulaşacak.

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları