Yüzyılların birikiminden süzülerek günümüze ulaşan atasözleri, toplumun ortak hafızasını ve kültürel kodlarını içinde barındıran özlü sözlerdir. Sözlü edebiyatımızın en güzel örneklerinden olan atasözleri çoğu zaman uzun uzun anlatılması gereken girift meseleleri tek bir cümleyle açıklığa kavuşturur; kimi zaman yol gösterir, kimi zaman da ilaç misali rahatlatır.
Bu kadim sözlerden biri de sıkça kullanılan "Kol kırılır, yen içinde kalır” atasözü. Halk arasında yaygın biçimde bilinse de, sözün kelime anlamı bilinmez. kökeni çoğu kişi tarafından hatırlanmıyor. Yeni neslin bu atasözünü anlayamamasının önündeki engel "yen” kelimesidir. Zira "yen” günümüzde pek kullanılan bir kelime değildir.
"Yen”, eski giysilerde kolu örten ve bugünkü manşet kısmından daha geniş olan bölümü ifade ediyor. Atasözünün çıkış noktası da bu yapıda saklı. Geniş yenin içinde kırılan bir kol dışarıdan fark edilmez; kişi yürürken kolunun kırık mı sağlam mı olduğu anlaşılmaz. Bu durum, zamanla mecazî bir anlam kazanarak "sorunların dışarı taşmadan, en dar çevrede çözülmesi” anlayışını temsil eden bir öğüde dönüşmüş durumda.
Sıkça kullanılan bu atasözü hem aile içinde hem de toplumsal ilişkilerde mahremiyet, edep ve düzenin korunması açısından önemli bir mesaj taşır. Yaşanan sorununu dışarıya taşmadan en dar çerçevede meselenin muhatapları arasında çözülmesi gerektiğini anlatan bu atasözü genel huzura hizmet eden muhteşem bir ölçüyü ortaya koymakta…
Anadolu kültürünün köklü sözlü mirası, modern hayatın karmaşasında hâlâ yol gösterici olmaya devam ediyor. Bazen en çözümsüz meseleler bir atasözü ile çözüme ulaşıyor bazen en karmaşık konular bir atasözü ile anlaşılır hale geliyor.
Kaynak: Haber Merkezi