Zirai don ve kuraklığın etkisiyle bu yıl tahıl üretiminde yüzde 12,4 azalma bekleniyor
Tarımsal katma değer 2024 yılında yüzde 5,1 oranında artarken, 2025 yılı 1. çeyreğinde yüzde 2,1, 2. çeyreğinde yüzde 3,5 daralmış, yıl genelinde yüzde 1 daralacağı tahmin edilmektedir.
TÜİK tarafından açıklanan bitkisel üretim ikinci tahminlerine göre bu yıl yaşanan zirai don ve kuraklığın etkisiyle üretim miktarlarının, bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 10,4, sebzelerde yüzde 0,8, meyve, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,4 oranında azalması beklenmektedir.
Tarımsal destek programları için 168 milyar lira
2026 Merkezi Yönetim Bütçesinde; tarımsal destek programları için 168 milyar lira, yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal kredi destekleri, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 268 milyar lira kaynak öngörülmüştür.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmesinde verdiğimiz önerge ile Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Katılım Bankası tarafından üreticilerin finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanabilmesini teminen 50 milyar lira ödenek ilave edilmiştir.
Çiftçi daha çok desteklenmeli, mazot, gübre, ilaç, yemi uygun fiyatla alabilmeli
Kuşkusuz, tarıma dört elle sarılmış, tarımda sanayileşmiş ve tarım ürünleri ihraç eden ülkeler gelecekte söz sahibi olacaktır.
Yüksek girdi maliyetleri altında üretimini fedakârca sürdüren çiftçimizin, besicimizin ve süt üreticimizin gelirini artıracak ve daha fazla üretmesini sağlayacak köklü tedbirleri uygulamaya koymamız lazımdır. Çiftçimizin daha fazla desteklenmesini, mazot, gübre, ilaç, yem gibi girdilerini uygun fiyatla alabilmelerinin sağlanmasını gerekli görüyoruz.
Sürdürülebilir tarım için havzalar arasında su transferi yapılmalı
Su sıkıntısı çeken ülkemiz için bir damla su bile çok önemlidir. Su yönetiminde etkinliği artıracak organizasyon yapısı geliştirilmeli, kurumlar arası entegrasyon sağlanmalı ve su kanunu acilen çıkarılmalıdır. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferi yapılması gerekmektedir.
Su tasarrufunda önem arz eden bir diğer unsur ise sulama sistemleridir. Açık sulama kanalları yerini kapalı veya yer altı borulu sistemlere bırakmalı, sulama organizasyonlarının altyapıları iyileştirilmeli, yer altı sızdırma sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmeli, basınçlı sulama sistemlerine verilen destekler etkinleştirilmelidir. Konya gibi illerde su tüketimi az olan ürünlerin yetiştiriciliği desteklenmelidir.

Konya olarak çok dertliyiz, Konya ovasının durumu ve gidişatı çok vahim
Konya çiftçisinin feryadını burada dile getirmek istiyorum.
Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, son yıllarda kuraklık nedeniyle birçok bölgemizde su sıkıntısı başladığını biliyoruz. Ancak Konya ovasının durumu farklılık arz etmektedir.
Bereketli Konya Ovası kuraklık, iklim değişikliği ve kontrolsüz sulama nedeniyle büyük tehlike altındadır. Durum ve gidişat gerçekten çok vahimdir. Eğer böyle giderse, gelecekte "Konya Ovası" diye bir ova kalmayacak, tahıl ambarı Konya'da tarım yok olacak, içme suyu dahi bulunamayacaktır.
Akşehir gölümüz kurumuş, Beyşehir Gölümüz de çok ciddi risk altında
Konya'nın yüz yıllık rüyası olan KOP projesinin kilit tesisleri yıllar önce yapılmakla birlikte 13 sene önce açılan Mavi Tünel'den hâlâ tarımsal sulama amaçlı su verilememektedir.
Akşehir gölümüz kurumuş, Beyşehir Gölümüz de çok ciddi risk altındadır, suları epeyce çekilmiştir. Yer altı suyuna ulaşmak için açılan kuyular artık 400 metrenin üzerine çıkmıştır.
Konya Ovası sıklıkla oluşan obruklar ve yarıklarla yıllardır alarm vermektedir. Allah muhafaza, yerleşim birimleri dahi göçük tehlikesi altında bulunmaktadır.
Bu mesele sadece Konya'nın değil Türkiye'nin meselesidir. Zira Konya tarım ürünlerinin en büyük üretim merkezlerinden biridir.
Denizlere boşa akıp giden sular Konya Ovası'na çevrilmeli
Havza dışı kaynaklardan ivedi olarak su getirmek zorundayız.
Konya Ovası'na Ermenek Barajı'ndan, Manavgat çayından, Hirfanlı Barajı'ndan, Fırat Nehri'nden ve diğer imkânlardan bir an önce su getirilmelidir. Bu konuda yıllardır çalışma yapılmakla birlikte henüz uygulamaya konulan bir proje yoktur.
Başka ülkelerden, binlerce kilometreden petrol, doğal gaz geliyorsa denizin altından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne su götürdüysek Konya Ovası'na da havza dışından su getirilmelidir. Hiç kuşku yok ki su petrolden daha da önemlidir.
Hiç olmazsa, kışın denizlere boşa akıp giden suları Konya Ovası'na çevirerek yer altı sularımızı ve göllerimizi beslememiz gerekmektedir.
Konya Ovasına su getirecek projeler 2026 yatırım programına mutlaka alınmalı
Bugüne kadar birçok yatırım ve hizmeti Konya'mıza kazandıran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Konya Ovasına dış havzalardan su getirecek projeleri hızla uygulama koyacağına inanıyoruz. Yeter ki konu detaylarıyla kendisine anlatılsın.
Konya Ovasındaki vahim gidişatın Cumhurbaşkanımıza detaylarıyla anlatılmasını ve dış havzalardan su getirecek projelerin 2026 yılı yatırım programına alınmasını talep ediyoruz.
Çiftçimiz, tarım desteklerini bir süre vermeyin, yeter ki ovaya suyu getirin diyerek fedakarlık yapmaya da hazır.
Et ve süt ihtiyacımız yurt içinden sürdürülebilir şekilde karşılanmalı
Et ve süt ihtiyacımızın yurt içinden sürdürülebilir şekilde karşılanması amacıyla hayvan varlığımızın ve verimin artırılması, suni tohumlama çalışmalarının yaygınlaştırılması, hayvan sağlığının korunması, üretici örgütlülüğünün güçlendirilmesi, küçük işletmelerin sürdürülebilirliklerinin sağlanması, genç ve kadın yetiştiricilerin sektörde faaliyet göstermelerini temin etmek üzere hayvancılık desteklerinin daha etkin uygulanması önem arz etmektedir. Meraların ıslah çalışmalarına hız verilmeli, mera tespit ve tahdit çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların yetiştiriciler tarafından etkin kullanımı sağlanmalı, kaba yem üretimi ve işlemesine yönelik alt yapı genişletilmelidir.
Hayvancılıkta çoban sorununa çare üretilmeli
Diğer taraftan, hayvancılıkta çoban sorununa da çare üretilmelidir. Afgan uyruklu çobanları çalışma izni ile kayıtlı hale getirecek ve disiplin altına alacak düzenleme mutlaka yapılmalıdır.
Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun güncellenmeli
1941 yılında çıkarılan Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun güncellenmeli, mahalleye dönüştürülen köylerde tüzel kişilik oluşturularak muhtarların yetkisi artırılmalı, koruma masrafına göre bir ücretlendirmeye gidilmelidir.
Üreticiler "Süt desteği en az 1,50 lira olmalı” diyor
Üreticilerimiz süt fiyatı ve yem fiyatındaki artışlar dikkate alındığında süt desteğinin en az 1,50 lira olmasını istemektedir. Süt fiyatından %1,2 stopaj kesintisi, borcu varsa %2 Bağ-kur kesintisi yapıldığı için süt desteğinin kırk kuruşu buraya gitmektedir.
Tarsim hayvan hayat sigortası dar kapsamlı, bir fayda sağlamıyor
Ayrıca süt desteği almak için üreticiye tüm hayvanlarını Tarsim hayvan hayat sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Örneğin 40 hayvanı olan üretici sigorta için biri 200 liradan sekiz bin lira ödeme yapmaktadır. Bu sigorta dar kapsamlı yapıldığından fayda sağlamadığı, şap hastalığından dolayı bu yıl birçok hayvanın telef olduğu, Tarsim'in bu kayıpları karşılamadığı, bu nedenle üreticinin artık hayvan hayat sigortası yaptırmak istemediği ifade edilmektedir.
.
Her birliğe, üyelerine ücretsiz küpe takma hizmeti tekrar verilmeli
Süt birliklerinin yıllardır ücretsiz yaptığı küpe takma yetkisi damızlık sığır yetiştiricileri birliğine verilmiş olup, her bir buzağı için 175 lira küpe ücreti destekten otomatik düşülmektedir. Üretici destek alacağını beklerken eli boş kalmaktadır. Her birliğin kendi üyelerine ücretsiz küpe takma hizmetinin tekrar verilmesi istenmektedir.
Süt birliklerinin başarısı somut kriterlere göre belirlenmeli
Süt birliği çok başarılı olsa bile ofis kira ise, kadın yönetici yoksa bundan hiçbir sorumluluğu olmayan üretici daha az destek almaktadır. Süt birliklerinin üye sayısı, süt toplama merkezi sayısı, pazarlama ve vergi ödemedeki sırası gibi somut kriterler dikkate alınarak başarı ölçümü yapılması daha isabetli ve doğru olacaktır.
Kaynak: Haber Merkezi