Uçsuz bucaksız bereketli topraklarıyla tarımın başkenti ismini alan Konya'da aylarca damla yağmurun düşmediği bir zamanda yaşanan kıtlık tarih kitaplarında yer alıyor,
Konya'ya aylarca yağmur düşmedi!
Bolluğun, bereketin simgesi Konya Ovası, kimi yıllar çok kurak günler geçiriyor. O kurak günlerin uzun sürmesiyle oluşan kıtlık tarih sayfalarında yerini aldı. Sultan Abdülaziz döneminde,1873-1874 yıllarında yaşanan 2 büyük kıtlığın yol açtığı zarar kütüphanelerdeki eserlerde ortaya çıkarıldı. O denimde kış mevsiminde bile yağış düşmeyen Konya'da tarla ve meralar çöle dönüştü. Az da olsa topraktan çıkmayı başaran ekinler de hasat edilemedi.
Şairler destan yazdı!
Şair Silleli Zehri'nin 1844 yılındaki kıtlığı anlattığı destanında çarpıcı beyitler dikkat çekiyor.
"Fakirin yoktur ekmeği aşı, yer oldular otu toprağı aşı,
1261 sene başı, yakaladı 1062'ye vara Koç yiğitler gelmiş
Gelinler sızlar, aş ekmek kalmadı deyi sızlar, Tükenmede
Çoklar, ne yapsın azlar, vücut yiğit kızıl iken sarara"
İnsanlar birbirini yiyecekti!
1873-1874 yıllarındaki kıtlığı anlatan şair Matlubi ise kuraklığı şöyle anlattı.
"1290 gelmedi bahar, kullar kusurunu çekecek zahar (tabi)
Niyazım Hak'tan hem leyl'ü nehar (gece gündüz), sair yıla nişan aldı bu sene,
Tuzcular pazardan tuzu kaldırdı, ekmekçiler akçesini çaldırdı,
Sipahi pazarı malı doldurdu, fukara yerlerde kaldı bu sene,
Yaz geldi inzal olmadı rahmet, yeryüzünde bitmedi türlü nimet
Günahkar kulları çok çeker zahmet, saçılan tohumlar kaldı bu sene"
Destanda Konya Valisine övgüler diziliyor.
"Mevlam ömür versin Vali Paşa'ya, dükkanlar açtırdı her bir köşeye,
Toplattı develeri saldı taşraya, yollar beller perişandı bu sene,
Esat Paşa gibi gelmedi vali, 5 vakit duacı ona ahali,
Fukaraya muin (sahip çıkmak) olsun kemali, 'Aslan Paşa' medar oldu bu sene,
Eğer olmasaydı Konya Valisi, birbirini yerdi hep ahalisi
Cümle mahlukatın birdir tanrısı, cümle mahluk perişandır bu sene"
